
Biz kimiz ve ne için mücadele ediyoruz?
Kapitalist sistem yerle bir edilebilir mi? Bir toplum savaşlar, işsizlik ve güçsüzlerin acımasızca kullanılması olmadan ayakta durabilir mi? Ordu, polis, hapishaneler ve adliyeler kaldırılabilir mi? Tüm sınırlar yıkılıp pasaportlar gereksiz hale gelebilir mi? İnsanlar açlık ve fakirlik korkusu olmadan istedikleri yerde, istedikleri işte çalışabilir mi? Patronlar ve mülkiyet ortadan kalkarak herkes toplum varlıklarından eşit şekilde faydalanabilir mi?
Kapitalizm ezelden beri yoktu, ebediyen de var olmayacak. Eskiden Antik ve Orta Çağlarda insanlar çoğunlukla açlıktan ölüyordu çünkü yeterli üretim, herkes için yeterli yiyecek yoktu. Günümüzde ise insanlar aşırı üretimden ölüyor; çünkü üreticiler için gıdayı toprağa gömmek satmaktan daha kârlı hale geldi. Kapitalizmin insanlığa sunduğu armağan, tüm zamanların en büyük üretimi oldu. Artık dünya nüfusunun küçük bir kısmının -örn, İngiltere’de yaşayanların- çalışması tüm yeryüzü sakinlerinin giyecek ihtiyacını karşılıyor. Kapitalizmde en büyük sorun fabrikalar, hizmetler ve ulaşım araçlarının, tüm toplumun ihtiyaçlarını karşılamak yerine kâr amacı güden bir avuç kişinin mülkiyetinde bulunuyor olmasıdır.
Günümüzde insan emeğinin büyük bölümü ürünler arasında rekabet (reklam), devletler ve menfaatler (ekipman), son olarak da üretim araçları sahipleri, kapitalistler ve onların emrinde çalışan sınıf (adliye, hapishane, polis, orduya ayrılan masraflar) arasındaki rekabet içerisinde ziyan oluyor. Bütün üretim araçları ve hizmetlerin işçi sınıfının toplu kontrolüne geçmesinin yanı sıra tüm parazit baskı mekanizmalarının (polis, adliye, ordu) ortadan kaldırılması, sınırların yıkılması ve işçi sınıfından dünya insanlarının kardeşliği artık bir ütopya değil bütün dünya nüfusunun ilerleyebilmesi için gerekli bir adımdır.
Evet, ama mevcut sosyalizmin yıkılmış olması devrimin boşuna oluşunu kanıtlamıyor mu? Zaten ülkelerin hepsinde kişiler sola oy verirken, aslında programlarında sağcılardan ciddi farklılıkları olmayan (özelleştirme, kemer sıkma) sosyal demokratları seçmiş oluyor.
Rusya’da, Doğu ülkelerinde Batı’dan farklı bir sosyal sistem olmadı. Bu rejimler komünist söylemlerine rağmen işçi sınıfına şiddetli baskı uyguluyor, Doğu’da da Batı’da da ateşli bir şekilde sosyalizmi kötülüyordu. Stalincilik devlet kapitalizmiydi; bu ülkelerin işçilerinin toplu tepkileriyle yıkılması da tüm dünyada devrim ve işçi sınıfının egemenliği perspektifini daha da yakına getiriyor.
Kapitalizme verilecek yanıt meclisten gelemez. Toplumda temel değişikliklerin seçimlerle elde edileceğinin hayalini kuranlar için tek perspektif, Şili’de işçilerin ve Allende’nin Sol’una uygulanan katliamın tekrarı olabilir. Kapitalist menfaatlerin gözetilmesi için polis, ordu, adalet ve tüm devlet mekanizması birlikte çalışır. İşçi sınıfı ise iktidar için burjuvalarla her boy ölçüşünde doğrudan demokrasinin işlediği, temsilcilerinin her an değiştirilebileceği, kadın ve erkek tüm işçilerin kararların uygulanmasını doğrudan üstlendiği kendi iktidar kurumlarını, işçi konseylerini ve işçi milis güçlerini oluşturur.
Sosyalizm hatta devrim adına konuşan başka kuruluşlar ve partiler de mevcuttur. Peki “Kokkini” farklı ne sunabilir?
Biz bütün işçi sınıfının bağımsız hareketini savunuyoruz. Bunun için de Yunanistan sendikalarından, BÜTÜN göçmen işçileri de hareketlerine katmalarını talep ediyoruz.
İşçi sınıfının bütünlüğünü bozacak, her türlü ayrımcılığa karşıyız. Gerçek bir işçi devrimi bütün ezilenlerin bayramı olacaktır; baskı altındaki ulusal sosyal azınlıkların tamamını desteklememiz de bu yüzdendir.
Burada; Yunanistan’da Türk ve Makedon azınlığı, özellikle de sefalet içinde Orta Çağ köleliği içerisinde çalışanları ve tüm göçmenleri, Romanları, kadınları, LGBT+ bireyleri savunuyoruz. Sınırların açılarak tüm göçmenlerin koşulsuz yasallaştırılmasını talep ediyoruz.
“Kendi” ülkemizdeki kapitalist sınıfla aynı menfaatlere sahip olduğumuzu şiddetle inkar ediyor, onlarla hiçbir şekilde aynı vatanı paylaştığımıza inanmıyoruz. Bizim kardeşlerimiz, yoldaşlarımız başta Türkiye olmak üzere tüm dünyadaki işçi ve emekçilerdir.
İşçi iktidarının gerçekleşebilmesi için en ilerici işçi ve emekçilerin net fikirlerle devrimci bir partide bir araya gelmesi şarttır. Devrimci Marksist mücadelecilerin ve kuruluşların, içinde bulunduğumuz hareketi bir adım bile ileri taşıyacak, her türlü bütünsel girişimini destekliyoruz.
Aynı zamanda devrimci bir işçi partisinin, işyerlerinde karınca gibi çalışarak sabırla ortaya çıkacağına ve sınıfımızın büyük küçük her türlü mücadelesine katılarak fikirlerini yaymaya çalışması gerektiğine inanıyoruz.
GELECEĞİMİZ KAPİTALİZMDE DEĞİL DEVRİM VE SOSYALİZMDEDİR
«İ Kokkini» Gazetesi
kokkiniefimerida@gmail.com
Yayın sorumlusu: Haris Papadopoulos
Logo: Flora Fusteri
*Μπορείτε να διαβάσετε το κείμενο στα ελληνικά εδώ (yunan) και στα μακεδονικά εδώ (makedonca).
**Τη μετάφραση έκανε η Λάλε Άλατλι.
[…] διαβάσετε το κείμενο επίσης στα ελληνικά (Greek) και στα τουρκικά (Turkish) σε αυτούς τους […]
Μου αρέσει!Μου αρέσει!