
EAST MED doğal gaz boru hattı antlaşmasının imzalanması nedeniyle
“İ Kokkini” gazetesinden savaş tehlikesi duyurusu
East Med doğal gaz boru hattı antlaşmasının 2 Ocak 2020’de Yunanistan-İsrail-Güney Kıbrıs tarafından imzalanmasıyla, Türkiye’yle savaş tehlikesine bir adım daha yaklaşılmış oldu.
Bu antlaşma Türkiye’nin, Doğu Akdeniz hidrokarbon kullanımından tamamen dışlanmasına yönelik bariz bir girişimdir. Ve bu girişim, hiçbir şekilde Yunanistan ve Türkiye, Güney ve Kuzey Kıbrıs ve Arap ülkelerindeki işçilerin çıkarlarını gözetmiyor.
Bir sıcak çatışma ve -daha kötüsü- Türkiye ile Yunanistan arasında baş gösterecek herhangi bir savaş, en istenmeyen ihtimal. Çok daha kötüsü ise, Türkiye’de ve Yunanistan’daki işçilere zerre kadar fayda sağlamayacak bir hidrokarbon savaşı olur!
En kötüsü de böylesi bir potansiyel savaşta Yunan tarafının İsrail’in müttefiki olacağı gerçeğidir. Yani kapitalizmin bekçisi, Filistinlilerin katili, sadece varlığı bile dünya barışı ve Arap halkları için sürekli bir tehdit teşkil eden bir devletin müttefiki.
Ancak şimdi veya gelecekte, “en iyi” ihtimal olan bir sıcak çatışmanın bastırılması halinde bile, bölgedeki gerginlik ve East Med’in gerçekleştirilmesi, satın alınacak sonsuz bir savaş ekipmanı, devamında da Türkiye ve Yunanistan’daki işçiler için dayanılmaz yükler anlamına geliyor.
Her hâlükârda bölgedeki bütün ülkelerin işçilerinin menfaati, Ege ve Doğu Akdeniz’deki korku dengelerinin yıkılmasını gerektiriyor. Arazilerin ve Münhasır Ekonomik Bölgelerin paylaşımından faydalanacak olanlar sadece büyük sermayeler, iki ülkenin militaristleri ve çok uluslu, dev petrol ve silah şirketleri. Hem Türkiye’de hem de Yunanistan’daki militarist rejimin yıkılması amacıyla her iki ülkeden işçilerin yapacağı toplu eylemlerden başka bir barış seçeneği mevcut değil.
Bitmek bilmeyen Türk Yunan çatışmaları konusundaki görüşlerimize dair başlıca noktaları sunuyoruz:
- Türkiye ile Yunanistan arasında sıcak çatışma, hatta savaş “canlı bir olasılıktır”. Yani bölgede egemenlik hedefiyle Türk ve Yunan kapitalistlerinin rekabeti yüzünden politik gelişmelerin beklenmeyen bir yön alması hiç de küçük bir ihtimal değil.
- Türkiye’nin aleyhine bir tutum sergileyerek, Türkiye’yi Doğu Akdeniz hidrokarbonlarından faydalanmaktan tamamen men etmeye çalışan, yükselişteki İsrail-Yunan-Güney Kıbrıs ittifakının ardından askeri çatışma riski önemli ölçüde arttı. Bu ittifak, EXXON-MOBIL, TOTAL ve ENI’nin menfaatlerini destekleyen ABD, Fransa ve İtalya’nın koruması altında.
- Olası bir savaş her iki taraf için de adil olmayacak, Türkiye ve Yunanistan halklarından çok fazla kurban alacak. Aksine, böyle bir çatışmadan sadece petrol ve hidrokarbon devleriyle uluslararası silah şirketleri kâr edecek. Her halükarda, Ege’nin her iki yakasındaki halklardan hiçbirinin Doğu Akdeniz’de hidrokarbonları çıkarılmasından en ufak bir kazancı olmayacak.
- Bu olası çatışmanın her iki tarafındaki işçiler için başdüşman, kendi ülkelerimizdeki militarizm ve milliyetçiliktir. Devrimcilerin temel görevi toplu eylemlerle böyle bir savaşın patlak vermesini önlemektir. Olur da bir gün savaş çıkarsa, hükümetimizin savaşta yenilgisi için mücadele edeceğiz.
- Bu nedenle savaş giderlerinin engellenmesi, askerlik süresinin azalması ve demokratik özgürlüklerin artması, Yunanistan’daki Türk ve Makedonya azınlıklarına uygulanan baskıların sonlanması, Türk işçi sınıfı ve komşu ülkemizdeki sol örgütlerle dayanışmanın desteklenmesine yönelik her türlü eylemin şimdiden yapılması şarttır.
- Ülkelerimizdeki “savaş mı barış mı” ikilemine kesin bir son vermenin tek yolu, Türkiye’de de Yunanistan’da da sosyal devrimdir. Her iki ülkede de işçi sınıfının iktidarda olması, adil ve sürekli bir barışın tek güvencesi olacak. Sadece bununla da kalmayıp; Türk, Yunan ve diğer komşu halkların sosyal bir federasyonda bir araya gelmesinin de başlangıcını oluşturacak.

“İ Kokkini” gazetesinin yukarıdaki ifadeleri, politik kimliksel duruşumuzdur; aynı zamanda da politik onurumuzun da temelini oluşturur.
Hedefimiz Türkiye ve Yunanistan’daki işçi sınıflarının bir araya gelerek dayanışma içerisinde mücadele etmesidir.
- ONLARIN HİDROKARBONLARI VE PETROLLERİ İÇİN BİR DAMLA KANA BİLE HAYIR
- AKDENİZ’DE HİDROKARBONA HAYIR
- TÜRKİYE’DEKİ İŞÇİ SINIFI KARDEŞİMİZDİR
- İŞÇİ DAYANIŞMASI EMPERYALİSTLERE MEZAR OLACAK
3 Ocak 2020
Sosyal özgürlük gazetesi

*Τη μετάφραση έκανε η Λάλε Άλατλι.
**Την ανακοίνωση της «Κόκκινης» μπορείτε να τη διαβάσετε στα ελληνικά εδώ.
[…] της «Κόκκινης» στα τουρκικά μπορείτε να τη βρείτε εδώ σε μετάφραση της Λάλε […]
Μου αρέσει!Μου αρέσει!